Haliç’in turkuaz sularının kıyısında, geçmişin ihtişamını taşıyan Gümüş Kubbeli Gizem: Aynalıkavak Kasrı.
Asırlar boyunca sultanların zevk ve eğlencelerine şahitlik eden bu zarif yapı, günümüzde ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Tarihe açılan bir pencere olan bu zarif yapıya, gelin biraz daha yakından bakalım…
İstanbul’un Saklı Hazinesi: Aynalıkavak Kasrı’nı Keşfedin
17. yüzyıldan beri Aynalıkavak Kasrı olarak bilinen bu yapının bulunduğu yer, Bizans döneminde de dinlenme yeri olarak tercih edilen bir mesire alanıydı.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra bölgeye büyük bir tersane kurulmuş ve buraya “Tersane Hasbahçesi” adı verilmiştir.
Sultan I. Ahmed döneminde Kaptan-ı Derya Halil Paşa tarafından yaptırılan kasır, o dönemde “Tersane Sarayı” olarak bilinen saray kompleksinin bir parçasıydı. Zamanla tersanenin genişlemesiyle sarayın diğer yapıları yok olurken, Aynalıkavak Kasrı sağlam duruşuyla ayakta kalmayı başarmıştır.
Yıllar boyunca “Hasoda Kasrı”, “Hasbahçe Kasrı” ve “Daire-i Hümâyûn” gibi isimlerle de anılan kasır, 1975 yılında Milli Saraylar’a devredilerek müze-saray olarak ziyarete açılmıştır.
Aynalıkavak Kasrı: Boğaz’a Nazlanan Zarif Bir Osmanlı Mimarisi
Aynalıkavak Kasrı, 18. yüzyıl Osmanlı saray mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Kara cephesi tek katlı, deniz cephesi iki katlı olan kasır, eğimli zemine uyumlu bir şekilde inşa edilmiştir.
Kasrın giriş katında divanhane ve beste odası bulunmaktadır. Divanhane’de padişahın önemli konuklarını kabul ettiği bir salon ve üç oda yer alırken, beste odasında ise Sultan III. Selim’in besteler yaptığı rivayet edilmektedir.
Kasrın en dikkat çekici unsurlarından biri de tavan süslemeleridir. Hasoda ve beste odalarında geometrik düzen içinde bitkisel ve stilize motiflerle zenginleştirilmiş zarif bezemeler göze çarpmaktadır.
Dış cephede ise dilimli bir kubbeyle örtülü Arz Odası dikkat çekmekte; Tavan eteğinde Sultan III. Selim’in altın yaldızlı tuğrası ve pencereler üzerinde Yesârîzâde Efendi’nin ta’lîk hat ile yazdığı Enderûnî Fâzıl Efendi’nin Aynalıkavak Kasrı’nı öven 54 beyitlik şiiri yer almaktadır.
Aynalıkavak Kasrı: Tarihe ve Sanata Doymak İçin Kaçırılmayacak Bir Durak!
Aynalıkavak Kasrı, sadece tarihi ve mimari açıdan değil, sanatsal açıdan da önemli bir yere sahiptir. Kasrın güzelliği birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Ressamlar kasrın manzarasını tablolarına taşırken, şairler kasrı anlatan şiirler kaleme almıştır.
Aynalıkavak Kasrı, İstanbul’un tarihi ve sanatsal mirasının en önemli parçalarından biridir. Gümüş kubbesinin altında saklanan gizemleri ve zarif mimarisiyle ziyaretçilerini büyüleyen kasır, şehrin en güzel köşelerinden biridir.
Siz de Aynalıkavak Kasrı’nı ziyaret etmek istiyorsanız, Pazartesi günleri hariç diğer günler 09.00 – 18.00 saatleri arasında Müzekart ile ziyaret edilebilirsiniz.
Kasrı ziyaretiniz sırasında divanhane ve beste odasını gezebilir, tavan süslemelerini inceleyebilir ve Haliç manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca kasırda Türk çalgılarının sergilendiği bir müze de bulunuyor.